Telegram Web Link
Aslında Allah (cc) İslam'a girmek isteyenlerden bu sözü almıştır. Önce kendi yanında bulunan cenneti müminlere arz etmiştir. Onlar bu cennete talip olunca, 'Cennet karşılığında can ve mallarını sizden satın aldım'¹⁰, demiştir.
Müminler ikrar edince en mübarek alışveriş gerçekleşmiştir.

"Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir. Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır! O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten)
büyük kazançtır."¹¹


Aslında sadıklar için ayet açıktır. Allah (cc) dilediği gibi onların can ve mallarında tasarruf edebilir. Dilerse onları Yusuf (as.) misali saraylara sultan, dilerse Ashab-ı Uhdud
gibi ateş çukurlarıyla imtihan eder. Dilerse onlara Süleyman (as.) misali mülk, dilerse Muhammed (sav) gibi üç yılı yokluk, açlık ve boykota düçar eder. Satılmış malın pazarlığı olmaz. Ancak insan nankör ve unutkan olduğundan
Allah (cc) Tevbe suresi 111. ayete konu olan alışverişi biraz daha açmış ve cennetin bedelini netleştirmiştir.

"(Ey müminler! ) Yoksa siz, sizden önce gelip geçenlerin başına gelenler size de gelmeden cennete gireceğinizi mi sandınız? Yoksulluk ve sıkıntı onlara öylesine dokunmuş ve öyle sarsılmışlardı ki, nihayet Peygamber ve beraberindeki müminler: 'Allah'ın yardımı ne zaman!' dediler. Bilesiniz ki Allah'ın yardımı yakındır." ¹²

10. 9/Tevbe, 111
11. 9/Tevbe, 111
12. 2/Bakara, 214


Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
İ𝐥𝐢𝐦 𝐀𝐦𝐞𝐥𝐝𝐞𝐧 𝐎̈𝐧𝐜𝐞𝐝𝐢𝐫
Sıla b. Eşyem el-Adevî anlatıyor: Tîra Nehri köylerinden birine gittiğimizde ben suların güçlü aktığı bir mevsimde su kenarlarında bineğimle dolaşıyordum. Bir gün, dolaştım ama yiyecek bir şey bulamadım.Açlığımın arttığı bir zamanda omzunda bir şey taşıyan…
Halbuki henüz hurma mevsimi değildi. Bu hurmadan yediğimde tadının daha önce yediğim hurmalardan çok güzel olduğunu gördüm. Suyumu içtim, kalan hurmaları sardım, yediğim hurmaların çekirdeklerini de alarak,atıma, bindim.

Hammâd b. Câfer b. Zeyd, babasından bildiriyor: Bir orduyla Kâbil’e gittik. Sıla b. Eşyem de vardı. Karanlık basıp ta insanlardan uzaklaşınca: “Ne yaptığını gözleyeceğim ve halkın ibadeti hakkında söylediklerine bakacağım” dedim. Karanlıkta namaz kıldıktan sonra uzanıp insanların uykuya dalmasını bekledi, insanlar uyuyunca bir ağaçlığa girdi. Ben de peşinden gittim. Abdest alıp namaz kılmaya başladı. Namaza başlayınca bir aslan gelip ona yaklaşınca ben bir ağaca tırmandım. Secdeye varana kadar aslan ona ne yaklaştı, ne de bir zarar verdi. Ben “Şimdi (secdedeyken) onu avlar” dedim, ama bir şey olmadı. Sıla, Tahiyyât’a
oturduktan sonra selam verdi ve: “Ey aslan! Rızkını başka yerde ara” dedi.
Bunun üzerine aslan dağları inleten kükreyişlerle kaçmaya başladı. Sıla,
sabah yaklaşana kadar namaz kılmaya devam etti. Sabah yaklaşınca oturup
bir müddet, daha önce duymadığım şekilde Allah’a hamd etti. Sonra:
“Allahım! Beni cehennemden korumanı diliyorum. Benim gibi biri hiç Senden cenneti istemeye cesaret edebilir mi?” diye dua edip sonra kimse anlamadan orduya döndü. Sanki sabaha kadar uyumuş göründü. Daha sonra ben de, üzerinde, gecenin uykusuzluğu, beden yorgunluğu ve aslanın korkusu olduğu halde orduya döndüm. Bunu Allah’tan başka bilen yoktu.



📖Ebu Nuaym Hilyetul- Evliya
‎Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi:

"Allahım! Âcizlikten, tembellikten, cimrilikten, ihtiyarlayıp ele avuca düşmekten ve kabir azâbından sana sığınırım."

(Müslim, Zikir 73)
Evet, Allah (cc) kullarını bu sözleri ve satın aldıkları cennet karşılığında imtihan edecektir. Sünnetten öğrendiğimiz demir testerelerle ikiye bölünmek, demir taraklarla derinin yüzülmesi dahi imtihanın her türlüsüyle karşılaşabiliriz.

Yolların ayrılış noktası imtihandır.

İmtihan vaki oldu mu insanlar ikiye ayrılır.

Bir yanda sözünün eri sadıklar vardır, diğer yanda sözünü unutan ve vaveylayı basan yalancılar, münafıklar...

Sadıklar;

"Andolsun ki sizi biraz korku ve açlık; mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz azaltma (fakirlik) ile deneriz. (Ey Peygamber! ) Sabredenleri müjdele! O sabredenler, kendilerine bir bela geldiği zaman: 'Biz Allah'ın kullarıyız ve biz O'na döneceğiz',derler. İşte Rabblerinden bağışlamalar ve rahmet hep onlaradır. Ve doğru yolu bulanlar da onlardır."¹³

Yalancılar;

"İnsanlardan kimi vardır ki: 'Allah'a inandık' der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, 'Doğrusu biz de sizinle beraberdik' derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir? Allah, elbette (O'na gönülden) iman edenleri de bilir, iki yüzlüleri de bilir (ortaya çıkaracaktır)."¹⁴


13. 2/Bakara, 155-157
14. 29/Ankebut, 10-11



Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Harb el-Kirmânî dedi k:

Ahmed bin Hanbel'i şöyle derken işittim: İnsânlar ilme yemekten ve içmekten daha fazla muhtaçtır. Çünkü insânın ilme her zamân ihtiyâcı vardır. Yeme ve içmeye ise günde bir veyâ iki kez ihtiyâcı vardır.

el-Mesâil 2/946.
Mâlik b. Miğvel der ki: Basra’da çok ibadet eden üç kişi vardı; Sıla b.
Eşyem, Külsûm b. Esved ve bir kişi daha. Sıla, gece olduğunda, bol ağaçlı
bir yere gider, orada Allah’a ibadet ederdi. Bir adam bunu fark etti, bir
kayanın üzerine çıkıp onun ibadet etmesini seyretmek için beklemeye
başladı. Bir aslan geldi. Sıla ona baktı, yanına gidip “Ey aslan kalk! Rızkını
ara” dedi. Aslan gerindi ve gitti. Sonra Sıla ibadetine döndü. Seher vakti
olunca: “Allahım! Sıla senden cenneti istemeye layık değildir, ama onu
cehennemden koru” dedi.

📖Ebu Nuaym Hilyetul- Evliya
Sadıklar;

"Müminler ise, düşman birliklerini gördüklerinde: 'İşte Allah ve Rasûlü'nün bize vadettiği! Allah ve Rasûlü doğru söylemiştir', dediler. Bu (orduların gelişi), onların ancak imanlarını ve Allah'a bağlılıklarını arttırdı."¹⁵

Yalancılar;


"Ve o zaman, münafıklar ile kalplerinde hastalık (iman zayıflığı) bulunanlar: Meğer Allah ve Rasûlü bize sadece kuru vaadlerde bulunmuşlar! diyorlardı. Onlardan bir grup da demişti ki: 'Ey
Yesribliler (Medineliler)! Artık sizin için durmanın sırası değil, haydi dönün!' İçlerinden bir kısmı ise: 'Gerçekten evlerimiz emniyette değil', diyerek Peygamber'den izin istiyordu; oysa evleri tehlikede değildi, sadece kaçmayı arzuluyorlardı."¹⁶

Hayatın her anı ayrı bir imkan. Ve Müslüman imtihanlarda sadık olmaya çalışmalıdır. Başına hoşnut olmadığı
yokluk, hastalık, zindan, yargılama, hicret vb. ithamlar geldi mi önce düşünmelidir. Bu sadece ve sadece cennet karşılığı Allah'a verilen sözün gereğidir. Kimseyi suçlamaya 'keşke' putuyla kadere itiraz etmeye yeltenmemelidir. Bilmelidir ki hiçbir yalancı/münafık imtihan vaki olunca
'Ben yalancılardanım, ben imtihana sabredemiyorum.' demez. 'Evim avrettir, çoluk-çocuğumu düşünüyorum, falanca şöyle yapmasaydı böyle olmazdı.' gibi bahaneleri vardır.

Yalancılardan olmaktan Allah'a (cc) sığınırız.

15. 33/Ahzab, 22
16. 33/Ahzab, 12-13

Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Haşan el-Basrî bildiriyor: Ebu’s-Sahbâ: “Allah’tan mal istedim; ancak günübirlik nafakam dışında bu dileğimi kabul etmedi, o zaman bunun benim için daha hayırlı olduğunu ve takdir edildiğini anladım” dedi. Haşan der ki: “Allah’a yemin olsun ki rızkım günlük elde eden kişi, bunun kendisi için daha hayırlı olduğunun farkında değilse ya düşüncesiz ya da özürlüdür.”

Haşan şöyle diyor: “Allah’a yemin olsun ki; gün be gün rızık verilen kişi, bunun kendisi için hayırlı olduğunu bilmezse, ya aptal fikirli ya da acizdir.”

📖Ebu Nuaym Hilyetul-Evliya
Günahtan Sonra Sıdk/Tevbede Sıdk

Günah insanoğlu için vardır. İslam'ın idealize ettiği toplum günahsız bir toplum değildir. Günahını bilen, bundan tevbe eden insan İslam'ın ideal Müslümanıdır. Sahabe günahsızlık temennisinde bulununca Allah Rasulü
(sav) onları şöyle uyardı:

"Siz günah işlemeyecek olsanız Allah sizi götürür günah işleyip istiğfarda bulunan ve kendilerini affettiği topluluklar getirirdi."¹⁷

İnsanoğlunun hikayesi de bir günahla başlamıyor mu? İnsanın kısası günahın kıssasıdır.

Allah (cc), Adem (as.) ve şeytanın kıssasını Kur'an'ın girişine almıştır. Adeta İslam'ı öğrenmek isteyen kişi günah meselesiyle öğrenmeye başlar.

Bu kıssadan alınacak derslerden biri de günahta sıdk ve yalancılıktır. Şeytan da Adem de (as.) Allah'a isyan etmiştir. Biri Allah'ın lütfuna mazhar olmuş bağışlanmış ve cennet vaadi ile yeryüzüne indirilmiştir. Ötekiyse kovulmuş, taşlanmış, lanetlenmiş, o ve tabileri ebedi azapla cezalandırılmıştır.

İki günah ve iki netice...

İkisi de Rabbine itaat etmemesine rağmen sonuçlar bu denli farklı.

Aslında cevabı günahta değil günahın sonrasında gizlidir.

17. Müslim

Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
اَلَّذ۪ي خَلَقَكَ فَسَوّٰيكَ فَعَدَلَكَۙ
O ki seni yarattı, sana bir düzen verdi ve seni denge üzere kıldı.

(82/İnfitâr Suresi, 7)
İmam Ebû Bekr bin el-Arabî rahîmehullâh şöyle demiştir:

Şaka olarak yapılan küfür Ameli, kişiyi küfre götürür. Ümmette bu konuda ihtilaf yoktur.

| Kurtubî, el-Câmiu li Ahkâmi’l-Kur’ân: 8/197
‎Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

Irkçılığa çağıran bizden değildir. Irkçılık davası uğruna savaşan bizden değildir. Irkçılık davası uğruna ölen bizden değildir.”

(Ebû Dâvûd, Edeb, 111-112)
2025/02/23 18:20:33
Back to Top
HTML Embed Code: