Telegram Web Link
Haşan el-Basrî anlatıyor: Bir kardeşimiz öldüğünde namazını kıldık, ölü mezara konunca üzerine bir giysi örtüldü. Sıla b. Eşyem gelip, giysinin kenarını tutarak şöyle seslendi:

Ey falan oğlu falan!

Eğer bundan kurtulacak olursan, büyük bir şeyden kurtuldun demektir.

Eğer kurtulamayacak olursan, ben senin kurtulan dostun olamam.

Bunu söyleyen Sıla hem kendisi ağladı, hem de etrafındakileri ağlattı.


📖Ebu Nuaym Hilyetul-Evliya
Adem (as.) hatasını ikrar etmiş Rabbine iltica etmiş ve günahın kendi nefsinden kaynaklandığını itiraf etmiştir.

"(Adem ile eşi) dediler ki: 'Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.' "¹⁸

Şeytan ise yaptığına bahane ararmış, başkalarını suçlamıştır.

"Allah buyurdu: 'Ben sana emretmişken seni secde etmekten alıkoyan nedir?' (İblis): 'Ben ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın, onu çamurdan yarattın, dedi.' "¹⁹

"İblis dedi ki: 'Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, ben de onları saptırmak için senin doğru yolunun üstüne oturacağım.' "²⁰


İnsanlar her günah işlediklerinde Adem'in (as.) etbaı olan sadıklar ve şeytanın etbaı olan yalancılar olarak ikiyeye ayrılırlar. Bir yanda hatayı kendinden bilen, Allah'a yönelen, nefsinin zalimliğini itiraf eden ve sadık bir tevbe ile Allah'a iltica edenler...

Öte yandan bahanesi olduğu için nefsine pay biçemeyen ve başkalarını suçlayan yalancılar...

Sahabe döneminde yaşanan bazı örnekler de tevbede sıdk hususunu aydınlatacaktır.


18. 7/Araf, 23
19. 7/Araf, 12
20. 7/Araf, 16


Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
رَبِّ أَوْزِعْنِي أَنْ أَشْكُرَ نِعْمَتَكَ الَّتِي أَنْعَمْتَ عَلَيَّ وَعَلَى وَالِدَيَّ وَأَنْ أَعْمَلَ صَالِحًا تَرْضَاهُ وَأَدْخِلْنِي بِرَحْمَتِكَ فِي عِبَادِكَ الصَّالِحِينَ



"Ey Rabbim! Beni; bana ve ana babama verdiğin nimetlere şükretmeye ve razı olacağın salih ameller işlemeye sevk et ve beni rahmetinle salih kullarının arasına kat!”



Neml Suresi 19. Ayet
İmam Taberi (Rahimehullah) şöyle demiştir ; “Allah-u Teala, yarattığı hiçbir mahluku hüküm verme konusunda kendisine ortak kabul etmez. İnsanlar arasında hüküm verecek yalnız O’dur. Hüküm verme, ihtilafları çözme, insanları ve işlerini idare etme konusunda dilediği ve sevdiği şekilde hareket eder. Bu özellik sadece O’nun hakkıdır.”


Camiu’l Beyan/15/234 |
Kendisi ile Rabbi arasındaki sıdkı bozduğunu düşünerek bundan dolayı tevbe eden veyahut Rasûlullah'a (sav)
gelerek temizleme arzusunu ileten birçok sahabe örneği vardır. Bunlardan bir tanesi de:

"Eslem kabilesinden Maiz b. Malik adında bir adam ile Ğamid kabilesinden bir kadındır. Bunlar zina ettikten sonra
Rasûlullah'a müracaat ederler.Normalde gizli olarak yaptıkları bu çirkin amelden insanlar haberdar değiller. Ancak Allah ile aralarındaki sıdkı bozmalarından ötürü bunun cezasını çekip temizlenmek için Rasûlullah'a gelirler. Adam kendi aleyhinde dört kez, kendisine haram olan bir kadınla zina ettiğini itiraf edip şehadette bulunur. Rasûlullah kendisine bu cürümün mahiyeti ve gerçekten işleyip işlemediğinin ortaya çıkması hakkında başka sorular yöneltir. Rasûlullah onu birkaç kez geri çevirir. Sonra onun yakınlarına sordurur. Onlar da: 'Biz onda bir delilik hali görmüyoruz. Fakat bir suç işlemiş ve şer'i ceza ile temizlenmek
istiyor' dediler. Bunun üzerine Rasûlullah recmedilmesini emretti ve recmedildi. Ğamidiyeli kadın ise hamile olduğu için çocuğunu doğurup emzirerek yürüme çağına getirdikten sonra recmedildi."²¹


Maiz recmedildikten sonra bazı kimseler kendi aralarında şöyle konuştular:

Allah kendisini örttüğü halde bile bile kendisini tehlikeye atıp köpek taşlanır gibi taşlandı.

Rasûlullah bunu duyunca şöyle buyurdu:

O, öyle bir tevbe etti ki; tevbesi tüm ümmet arasında taksim edilecek olsaydı hepsine yeterdi."

'O helâk oldu; günahları onu çepeçevre sarmıştır...' gibi kötüleme sözleri karşısında Rasûlullah (sav) sahabeyi bundan men etmektedir. Bir başka rivayette de şöyle buyurur:

"Canım elinde bulunan Allah'a yemin ederim ki şimdi o cennet nehirleri içinde dalıp dalıp çıkmaktadır."

21. Müslim, Ebu Davud

Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Rasulullah (sallallâhu aleyhi ve sellem) şöyle buyurur:

"Ey Muaz! Şüphesiz ki sen Ehl-i Kitap olan bir topluluğa gidiyorsun. Onları davet edeceğin ilk şey "Lâ İlâhe İllallâh Muhammedün Rasulullah" şehadeti olsun. Onlar eğer Allah'ı tanırlarsa, Allah'ın gece ve gündüz beş vakit namazı kendilerine farz kıldığını bildir."

Buhari/Zekât/1/44.
Evfâ b. Delmem bildiriyor: Alâ b.Ziyâd’ın malları ve köleleri vardı. Bu kölelerden bazılarını azat etti, bazılarını ailesine kattı, bazılarını da sattı.Kazançlarından yemek için de kendine bir veya iki köle bıraktı ve kendini ibadete verdi. Günde iki ekmek yiyordu, insanlarla oturmayı bıraktı. Hiç kimseyle oturmuyor, cemaatle namazı kıldıktan sonra da hemen evine dönüyordu. Cuma namazına gider, sonra hemen evine geri gelirdi. Cenazenin ardında gider, hemen evine dönerdi. Hasta birini ziyarete gider, hemen evine dönerdi. Sonraları zayıf düşüp de durumdan Müslüman
kardeşlerinin haberi olunca toplandılar. Yanma Enes b. Mâlik, Haşan ve
diğerleri girdiler. Ona: Allah sana merhamet etsin! Kendini helak ettin! Sen bu kadarını kaldıramazsın!” dediler. Onlar konuşurken kendisi susarak dinledi. Konuşmaları bittiğinde de şöyle dedi: “Ben kendimi Allah’a itaate verdim ki, belki bana merhamet eder.”

📖 Ebu Nuaym Hilyetul-Evliya
İ𝐥𝐢𝐦 𝐀𝐦𝐞𝐥𝐝𝐞𝐧 𝐎̈𝐧𝐜𝐞𝐝𝐢𝐫
Kendisi ile Rabbi arasındaki sıdkı bozduğunu düşünerek bundan dolayı tevbe eden veyahut Rasûlullah'a (sav) gelerek temizleme arzusunu ileten birçok sahabe örneği vardır. Bunlardan bir tanesi de: "Eslem kabilesinden Maiz b. Malik adında bir adam ile Ğamid…
Yine bunun örneklerinden biri Tebuk gazvesinde yaşananlardır. Birçok insan bu gazveden geri kalmıştı. Yol uzundu, hava sıcaktı ve bahçelerde meyveler olgunlaşmıştı.

Allah Rasûlü (sav) geri döndüğünde savaştan geri kalanlar iki topluluk oldular. Birinci grup bahanelerini sıraladı ve çoğunluğu oluşturuyorlardı. Allah Rasûlü (sav) yalan söylediklerini bilmesine rağmen hiçbir şey olmamış gibi davrandı. Özürlerini kabul etti.

Sayıları üç kişiden ibaret olan ikinci grup geldi. Malın, bahçenin, kadının yani dünyanın çekiciliğine kandıklarının savaştan geri kaldıklarını itiraf ettiler ve tevbe ettiler. Allah Rasûlü (sav) doğru söylemelerine rağmen onlara tavır aldı.
Müslümanların onlarla konuşmamasını, hanımlarının evi terk etmesini emretti.

Ancak 50 günün sonunda müjde indi. Allah (cc) tevbelerini kabul ettiği ve Kur'an olarak onların durumunu
müminlerin hayatına kaydetti ve şu ayetler indi.

"Ve (seferden) geri bırakılan üç kişinin de (tevbelerini kabul etti). Yeryüzü, genişliğine rağmen onlara dar gelmiş, vicdanları kendilerini sıktıkça sıkmıştı. Nihayet Allah'tan (O'nun azabından) yine Allah'a sığınmaktan başka çare olmadığını anlamışlardı. Sonra (eski hallerine) dönmeleri için Allah onların
tevbesini kabul etti.Çünkü Allah tevbeyi çok kabul eden, pek esirgeyendir."²²


22. 9/Tevbe, 118


Ebu Hanzala Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi:

“Rabbim! Kullarını diriltip bir araya topladığın gün, beni azâbından koru!”

(Müslim, Müsâfirîn 62)
Rasulullah صلى الله عليه وسلم
buyurdu ki:

"Günlerinizin en faziletlisi cuma günüdür. Bu sebeple o gün bana çokca salavat getiriniz; zira sizin salavatlarınız bana sunulur."

[Ebû Dâvûd]

صلي الله عليه وسلم
Hişâm b. Hassân’ın naklettiğine göre Alâ b. Ziyâd’ın kendi günlük ihtiyacı bir ekmekten ibaretti. Sararıncaya kadar oruç tutar, yere düşünceye kadar namaz kılardı. Bir gün Hasan’la Enes b. Mâlik yanma girdiler.

Kendisine “Allah sana bu şekilde yapmanı emretmiyor” dediklerinde şöyle cevap verdi:

“Ben sahibi olan bir köleyim. Köleliğin gerektirdiği ne varsa ihmal etmeyip yerine getirdim.”

📖Ebu Nuaym Hilyetul-Evliya
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

Çocuklarınıza ikramda bulunun ve terbiyelerine özen gösterin!”

İbn-i Mâce, Edeb, 3
‎Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:

“Sabah namazını kılan kimse Allah’ın himâyesindedir.”

(Müslim, Mesâcid 262)
2025/02/23 14:26:01
Back to Top
HTML Embed Code: