This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Burada Allah Rasûlü bir insana beddua edip onu kötüler, bir başkasını övüp müjdeler.
Beddua ettiği veya helak olduğunu haber verdiği insan. Dinarın, dirhemin, elbisenin kuludur. İlginç bir benzetme.
Peki ne olmuştur da sayılanlara kul olmuştur. Verildiğinde razı olur, verilmeyince öfkelerdir.
Yani huzuru, mutluluğu, güveni bunlarda bulur.
Kalbi o derece bunlara bağlanmıştır ki bunları elde etti mi razıdır. Bunları alamadı mı suyunu, gıdasını yitirmiş
insan gibi daralır, bunalır, tasalanır ve öfkelenir.
Siz dinarın dirhemin yerinde görev/emirlik kelimesini koysanız da olur. 'Görevinin kulu helak oldu, emirliğin kulu helak oldu' sorun olmaz. Çünkü karşısında müjdelediği insanı görev üzerinden müjdelenmiştir.
Müjdeler olsun o kula. O kul ki Allah (cc) yoluna çıkmıştır. Ancak onun hedefi Rabbinin rızasıdır. Onun için hangi görev verilirse onun hakkını en güzel şekilde verir. Ayrım yapmaz.
Bu hadis nefsini terbiye eden mücahid ve davetçiler için serlevha olmalıdır. 'Acaba ben görevimin kulu muyum.
Allah'a mı kulluk ediyorum, Bana verilen göreve mi? Bu görev benden alınıp çok sıradan bir görev verilse aynı hassasiyeti gösterecek miyim?'
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Beddua ettiği veya helak olduğunu haber verdiği insan. Dinarın, dirhemin, elbisenin kuludur. İlginç bir benzetme.
Peki ne olmuştur da sayılanlara kul olmuştur. Verildiğinde razı olur, verilmeyince öfkelerdir.
Yani huzuru, mutluluğu, güveni bunlarda bulur.
Kalbi o derece bunlara bağlanmıştır ki bunları elde etti mi razıdır. Bunları alamadı mı suyunu, gıdasını yitirmiş
insan gibi daralır, bunalır, tasalanır ve öfkelenir.
Siz dinarın dirhemin yerinde görev/emirlik kelimesini koysanız da olur. 'Görevinin kulu helak oldu, emirliğin kulu helak oldu' sorun olmaz. Çünkü karşısında müjdelediği insanı görev üzerinden müjdelenmiştir.
Müjdeler olsun o kula. O kul ki Allah (cc) yoluna çıkmıştır. Ancak onun hedefi Rabbinin rızasıdır. Onun için hangi görev verilirse onun hakkını en güzel şekilde verir. Ayrım yapmaz.
Bu hadis nefsini terbiye eden mücahid ve davetçiler için serlevha olmalıdır. 'Acaba ben görevimin kulu muyum.
Allah'a mı kulluk ediyorum, Bana verilen göreve mi? Bu görev benden alınıp çok sıradan bir görev verilse aynı hassasiyeti gösterecek miyim?'
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
*Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:*
”Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!”
📚 *Buhârî, Edeb, 57*
”Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!”
📚 *Buhârî, Edeb, 57*
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
İhlas Suresi - Salem al Ruwaili
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
Enes (Radiyallahu Anh) şöyle dedi:
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Münafığın alameti Ensar’a buğzetmesi, mü’minin alameti Ensar’ı sevmesidir’ buyurdu.”
Müslim 74/128
“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem):
‘Münafığın alameti Ensar’a buğzetmesi, mü’minin alameti Ensar’ı sevmesidir’ buyurdu.”
Müslim 74/128
6. Nasihate/yapıcı eleştiriye açık olma
Yaptığı işte kardeşleri tarafından eleştirilmeyi göze alanlar, göğsünü geniş tutanlar her geçen gün daha iyiye giderler. Nasihat ve yapıcı eleştiriler onların amellerinde eksik olan yanları tamamlamasını sağlar.
Nasihate/yapıcı eleştiriye kapalı olmak, insanı helak eden en tehlikeli maraz olan kibir ve nifakın alametidir. Nifak ehli kendilerine 'Allah'tan kork' denmesinden hoşlanmazlar. Bu cümleyi duymaları onların kalplerini allak-bullak eder, izzet bürür, damarları şişer ve öfke nöbetleri geçirmeye başlarlar.
"Böylesine 'Allah'tan kork!' denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!"⁵
Allah Rasûlü (sav):
"Kalbinde Zere-i miskal kibir olan cennete girmeyecektir...
Sahabe sordu:
__ Ey Allah'ın Rasûlü bir adamın elbise ve ayakkabısı güzeldir, bu mudur kibir?
__ Hayır! Allah El-Cemildir, güzel olanı sever. Kibir, hakka karşı büyüklenmek ve insanları küçük görmektir."⁶
5. 2/Bakara, 206
6. Müslim
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Yaptığı işte kardeşleri tarafından eleştirilmeyi göze alanlar, göğsünü geniş tutanlar her geçen gün daha iyiye giderler. Nasihat ve yapıcı eleştiriler onların amellerinde eksik olan yanları tamamlamasını sağlar.
Nasihate/yapıcı eleştiriye kapalı olmak, insanı helak eden en tehlikeli maraz olan kibir ve nifakın alametidir. Nifak ehli kendilerine 'Allah'tan kork' denmesinden hoşlanmazlar. Bu cümleyi duymaları onların kalplerini allak-bullak eder, izzet bürür, damarları şişer ve öfke nöbetleri geçirmeye başlarlar.
"Böylesine 'Allah'tan kork!' denilince benlik ve gurur kendisini günaha sevkeder. (Ceza ve azap olarak) ona cehennem yeter. O ne kötü yerdir!"⁵
Allah Rasûlü (sav):
"Kalbinde Zere-i miskal kibir olan cennete girmeyecektir...
Sahabe sordu:
__ Ey Allah'ın Rasûlü bir adamın elbise ve ayakkabısı güzeldir, bu mudur kibir?
__ Hayır! Allah El-Cemildir, güzel olanı sever. Kibir, hakka karşı büyüklenmek ve insanları küçük görmektir."⁶
5. 2/Bakara, 206
6. Müslim
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
🌺Dinde zorlama yoktur. Artık hak, bâtıldan apaçık ayrılmıştır. O halde her kim tâğutu reddederek Allâh’a îmân ederse, kopması mümkün olmayan sapasağlam bir kulba yapışmıştır. Allâh işitir ve bilir.”
🌺Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velîleri ise tâğuttur. Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalırlar.”
(Bakara: 2/256,257)
🌺Allâh, îmân edenlerin velîsidir. Onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Kâfirlerin velîleri ise tâğuttur. Onları aydınlıktan çıkararak karanlıklara sokarlar. İşte bunlar, cehennemliklerdir. Onlar orada ebedî kalırlar.”
(Bakara: 2/256,257)
This media is not supported in your browser
VIEW IN TELEGRAM
*Rasûlullah ﷺ şöyle duâ ederdi:*
“Allahım! Günahımı bağışla. Bana evimde bolluk ver. Rızkımı benim için bereketlendir.”
📚 _*Tirmizî, Daavât, 79*_
“Allahım! Günahımı bağışla. Bana evimde bolluk ver. Rızkımı benim için bereketlendir.”
📚 _*Tirmizî, Daavât, 79*_
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: "Yumuşak davranamayan kimse, bütün hayırlardan mahrum kalmış sayılır.”
📚 Müslim, Birr 74
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Îmânın en üstün mertebesi, nerede olursan ol, Allâh’ın seninle beraber olduğunu bilmendir.”
📚 Heysemî, 60.
📚 Müslim, Birr 74
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu: “Îmânın en üstün mertebesi, nerede olursan ol, Allâh’ın seninle beraber olduğunu bilmendir.”
📚 Heysemî, 60.
Hak kendisine söylendiğinde büyüklenen, nefsini hakarete uğramış hisseden insanlar mütekebbirlerdir.
Doğal olarak, nasihate kapalı olmak, nifak ve kibir gibi iyi çirkin hasletin habercisi olduğu gibi, amellerde var olan eksiklerin kalıcı olmasına ve ıslahın gerçekleşmemesine sebebiyet verir.
Özellikle bahanecilik hastalığı insanın nasihate açık olmasının önündeki en tehlikeli engeldir. Zahiren kibir ve nifak alameti yoktur, yapılan nasihat ve eleştirileri alıyorsunuzdur. Fakat mutlaka nefsinizi temize çıkarıp alttan
alta nasihati elinizin tersiyle ittiğiniz bir bahaneniz vardır.
Medine İslam toplumu bir nasihat toplumuydu. İnen ayetler, cuma hutbeleri, Nebiye sorulan sorular... Her biri bir nasihat aracıydı. Buna açık olanlar yeryüzünün en seçkin insanları oldular.
Her geçen gün, bir öncekine göre onları amel yönünden daha sağlam ve kaliteli kıldı. Örneğin Uhud'da yaşananlar,
Hendeğe yansımadı asla. Uhud'un nasihatlerine kulak kabartanlar bırakın izinsiz iş yapmayı, emre itaatsizliği;
evlerine giderken, hela için dahi Nebi'den izin alıyorlardı artık. Bu hassasiyeti nerede kazandılar? Elbette Uhud nasihatlerine gönüllerine açtılar. Ve şu ayetler Hendek gününde indi.
"Müminler, ancak Allah'a ve Rasûlü'ne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resulüm!) Şu senden
izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Rasûlü'ne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan bağış dile; Allah mağfiret edicidir, merhametlidir. "⁷
7. 24/Nur, 62
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Doğal olarak, nasihate kapalı olmak, nifak ve kibir gibi iyi çirkin hasletin habercisi olduğu gibi, amellerde var olan eksiklerin kalıcı olmasına ve ıslahın gerçekleşmemesine sebebiyet verir.
Özellikle bahanecilik hastalığı insanın nasihate açık olmasının önündeki en tehlikeli engeldir. Zahiren kibir ve nifak alameti yoktur, yapılan nasihat ve eleştirileri alıyorsunuzdur. Fakat mutlaka nefsinizi temize çıkarıp alttan
alta nasihati elinizin tersiyle ittiğiniz bir bahaneniz vardır.
Medine İslam toplumu bir nasihat toplumuydu. İnen ayetler, cuma hutbeleri, Nebiye sorulan sorular... Her biri bir nasihat aracıydı. Buna açık olanlar yeryüzünün en seçkin insanları oldular.
Her geçen gün, bir öncekine göre onları amel yönünden daha sağlam ve kaliteli kıldı. Örneğin Uhud'da yaşananlar,
Hendeğe yansımadı asla. Uhud'un nasihatlerine kulak kabartanlar bırakın izinsiz iş yapmayı, emre itaatsizliği;
evlerine giderken, hela için dahi Nebi'den izin alıyorlardı artık. Bu hassasiyeti nerede kazandılar? Elbette Uhud nasihatlerine gönüllerine açtılar. Ve şu ayetler Hendek gününde indi.
"Müminler, ancak Allah'a ve Rasûlü'ne gönülden inanmış kimselerdir. Onlar, o Peygamber ile ortak bir iş üzerindeyken ondan izin istemedikçe bırakıp gitmezler. (Resulüm!) Şu senden
izin isteyenler, hakikaten Allah'a ve Rasûlü'ne iman etmiş kimselerdir. Öyle ise, bazı işleri için senden izin istediklerinde, sen de onlardan dilediğine izin ver; onlar için Allah'tan bağış dile; Allah mağfiret edicidir, merhametlidir. "⁷
7. 24/Nur, 62
Ebu Hanzala
Müslümanların Allah'a Karşı Sorumlulukları
Rasûlullah ﷺ şöyle buyurdu:
”Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!”
📚*Buhârî, Edeb, 57*
”Birbirinizle ilginizi kesmeyiniz, sırt dönmeyiniz, kin tutmayınız ve hased etmeyiniz. Ey Allah’ın kulları, kardeş olunuz!”
📚*Buhârî, Edeb, 57*